Nurhan AYDIN
Bahar ŞENTÜRK
Ortadoğu; dünya ticaretine coğrafi konumu ve içinde bulunan Süveyş Kanalı, Basra Körfezi, Çanakkale-İstanbul Boğazları, Akdeniz Limanları gibi önemli suyolları ve onları birbirine bağlayan kara yolları nedeniyle çok önemli bir bölgedir. Önemli suyollarından biri de Şattülarap olarak anılan Fırat ve Dicle Nehirlerinin birleştiği mevki gösterilmektedir. Tarih boyunca milletler bu bölge için mücadele içine girişmişlerdir. Mücadele etmelerindeki asıl neden ise bu bölgenin verimliliği ve suyun petrol kadar değerli olmasından kaynaklanmaktadır. Şattülarap bölgesi Osmanlı-İran arasında problem olmuştur. İran, savaşlar sırasında Şattülarap’ı nehir trafiğine kapatmıştır. Bu durum karşısında Ortadoğu’daki topraklarda gözü olan devletler müdahalede gecikmemiş, İngiltere ve Rusya hemen iki ülke arasında arabuluculuk rolünü üstlenmişlerdir. Bu arabuluculukla İngiltere, Şattülarap üzerinde serbest şekilde hareket etmiştir. Hatta İngiltere, Şattülarap Suyolunda vapur işletme hakkı alan ilk devlet olmuştur. Daha sonraları ise Rusya, Almanya ve İran’da bu haktan yararlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler, Şattülarap’ın önemini bildiğinden hemen Şattüarap’ın ağzında bulunan Fav mevkiini işgal etmişlerdir. Bu sırada Osmanlı Ordusu, Süleyman Askeri Beyi burada görevlendirmiş ama Süleyman Askeri Bey başarılı olamayıp geri çekilmiştir. Neticede meydana gelen gelişmeler İngiltere’nin Orta Doğu’ya iyice yerleşmesi sonucunu doğurmuştur. Bu durum ise Orta Doğu’nun bugünkü şekillenmesinin başlangıcını oluşturmuştur. Şattülarap üzerindeki egemenlik sorunu ya da kısaca sınır sorunu İran-Irak arasında en ciddi sorunlardan biri durumundaydı. Irak’ın bu suyolunun kontrolünü ele geçirmek için 20 Eylül 1980’de İran’a saldırmasıyla iki ülke arasında savaş başladı. Bu saldırı tamamen İran’a yaramış, Irak’ın ele geçirdiği İran topraklarını parça parça geri almıştır. İran-Irak Savaşı, iki devletin sınır boyuna yaydığı ve zaman zaman belirli kesimlerde toplayabildiği kuvvetlerle büyük stratejik uygulamalardan uzak manevra taktikleriyle kronikleşmeye başladıktan sonra Şehirler Savaşı ve Körfez Savaşı adıyla tarihe geçen yeni bir özellik göstermiştir. İran-Irak arasındaki mücadelenin Basra Körfezinde geçen bölümü askeri ve siyasi literatürde Körfez Savaşı olarak yer almıştır.
Anahtar Kelimeler: Şattülarap, İran-Irak, Mücadele, Sınır, Süleyman Askeri Bey, İngiltere, Ortadoğu