Nesrin GÜLLÜDAĞ
Canlı bir varlık olan dilin temel öğeleri, sözcüklerdir. Tıpkı dil gibi canlı olan sözcükler de zaman içinde değişir, gelişir ya da ölür. Türkçe, yapısı itibarıyla sözcük türetmeye en uygun dillerden biridir. Dilimiz, isim ve fiil köklerine getirilen yapım ekleri sayesinde yüzlerce yeni sözcüğün türetilmesine imkân sunmaktadır. Fakat bu köklerden bazıları tarihî dönemler içerisinde yok olup kaybolurken, bazıları ise günümüze ulaşmayı başarmıştır. Batmak, saplamak anlamına gelen, sançmak fiili de dilimizde, Eski Türkçe döneminden itibaren var olan çok eski bir köktür. Ancak Türkiye Türkçesinin sözvarlığında artık işlek olarak kullanılmayan bazı isim veya fiil kökleri vardır. Bu köklerden bir kısmı işlekliğini yitirmiş olsa da kendisinden türetilmiş olan sözcüklerde yaşamlarını devam ettirirler. Bu çalışmada Türkiye Türkçesi yazı dilinde pek işlek olarak kullanılmayan, ancak Türkiye Türkçesi ağızlarında canlı olarak yaşayan sançmak fiili üzerinde durulacaktır. Bu fiilin, Türk dilinin en eski metinlerinden yola çıkılarak, bugünkü Çağdaş Türk lehçe ve şiveleri ve Türkiye Türkçesi Ağızlarındaki kullanımı ele alınacaktır. Türkiye Türkçesi yazı dilinde işlek olarak kullanılan bazı sözcüklerde bu fiil kökünün yaşadığı ortaya konulacaktır.
Anahtar Sözcükler: sançmak, sancı, sancak, etimoloji.