Giorgi SOSIASHVILI
25 Şubat 1921’de Sovyet Rusya, Gürcistan'ı işgal etti. Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Sovyet iktidarının kurulmasından sonra Bolşevikler tarafından farklı siyasî düşüncelerinden dolayı insanlara şiddetli baskılar uygulandı. Bundan sonra vatandaşların oy kullanma hakları ellerinden alındı (Sosiashvili, 2011: 49). İnsanlar sürgün ve benzeri olaylarla da katledildiler. Bolşevik terörü toplumun en yüksek çevrelerine kadar ulaştı. Mülkiyetten yoksun bırakılmış vatandaşlar “işçi sınıfının düşmanları” ilan edildiler ve cezalandırıldılar. Bunlar bütün mülklerinden, evlerden, hayvanlardan vb. mahrum edildiler. Arşivlerde muhafaza edilen kaynaklardan dönemin Gürcistan’ında ne kadar zor bir durumun var olduğu çok net anlaşılmaktadır. Bolşevikler, Gürcü soyluların mülklerine el koydular ve bu malları hazineye devrettiler. Ayrıca, Bolşevik Hükümeti, diğer dinî azınlıkların yanı sıra Ortodoks Kilisesi'ne de saldırdı (Sosiashvili, 2014: 224). 1920'lerde 1000'den fazla kilise kapatıldı. Baskılardan önce, ülkede 1700 papaz, 1527 rahip ve 280 rahibenin hizmet verdiği 1350 kilise vardı ve bunların büyük kısmı kapatıldı (Dzhaparidze, 2009: 115). Sunulan kaynaklar, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ülkedeki baskıların Gürcistan toplumuna ne kadar çarpıcı bir darbe vurduğunu net bir şekilde göstermektedir. Ne yazık ki, Bolşevik terörü bu noktada durmadı ve sonraki yıllarda vatandaşlara yapılan zülüm daha fazla yaygınlaştı, “Kızıl Terör” birçok masum insanın hayat hakkını elinden aldı. Bolşevik terörü Gürcü toplumunun yetişmiş insan gücünü yok etti. Dönemin yaraları birçok ailenin hayatını tamamen etkiledi.
Anahtar Kelimeler: Gürcistan, İşgal, Bolşevik hükümeti, Şida Kartli, Baskı