Aleksandre MGHEBRISHVILI
1917 devriminden sonra, Gürcistan tamamen yeni bir realite ile karşı karşıya geldi. Rus İmparatorluğu Gürcistan’ın birasırlık esareti döneminde Georgiyevsk Anlaşması’nınyalnız bir maddesini dikkate aldı. Bu madde sınırların güçlendirilmesi ile Gürcistan'ın dış düşmanlarından koruması oldu. Rusya İmparatorluğu tarafından sınırları korumak için yürütülen politika, Rusya’nın bu maddeye uyma zorunluluğundan değil de kendi devlet çıkarları için yapılırdı. Devrim sonrası Rusya tarafından bu anlaşmanın tek uygulanan maddesinin ihlal edilmesi, oluşan durum açısından çok önemliydi ve Güneyde Türkiye’nin aktifleşmesi ile Kuzeyde Bolşevizmin kurulması, Gürcistan’ı toprak bütünlüğünün bozulması tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyordu. Bağımsızlık düşüncesi zihinde hiçbir zaman silinmemiş ve zorla elinden alınan bağımsızlıklarını geri alma niyetinde olan Gürcü halkı en önemli kararları almak zorunda kaldı. Doğal olarak, bu fikir yeni değildi. “Tergdaleulilerden” doğan ulusal kurtuluş davası, 1903'te Paris'te ulusal devrim niteliğinde bir yayın organı olan “Sakartvelo’nun” çıkmasını sağladı. İlk defa bu yayın tarafından resmî bir anlamdaulusal ve bölgesel özerklik statüsünde Gürcistan devletinin kurulması gündeme getirildi. Dahası, aynı yayın organı tarafından Avrupa'da Gürcü halkının ulusal özgürlüğü sorunu da ortaya konuldu. Georgiyevsk Antlaşması esasen Müttefikler arasında bir anlaşma niteliğindeydi. Ancak, bu anlaşma Gürcistan'ın bağımsızlığından ve egemenliğinden yoksun bırakılmayacağını ifade etmesine rağmen doğduğu andan itibaren yalnızca Rusya’nın emperyalist çıkarlarına hizmet etti ve yüzyıldan beri, her geçen gün Gürcü toplumunu daha da zora soktu.
Anahtar Kelimeler: İşgal, Georgiyevsk Anlaşması, Gürcü-Osetya etnik çatışması, Rus İmparatorluğu.