M.Naci KAYAOĞLU
Ayşe ÇETINOĞLU
Bu çalışma Mısır hiyerogliflerinin çözümü konusunda yaşanılan uzun ve karmaşık süreci incelemekte ve bu bağlamda, Mısır medeniyetinin gizli kalmış sırrının çözümünde dilbilimin oynadığı anahtar rolü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Jean-François Champollion, üzerinde eski hiyeroglifler, orta kısmında o zaman bilinmeyen bir dil ve alt kısmında Yunanca olmak üzere üç farklı dil yer alan Reşit (Rosetta) Taşı’nı inceleyerek, kelimelerdeki seslerin ideografik işaretlerle olan ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Champollion, Reşit Taşı’nda bulunan ve özel isimler içerdiği saptanan kartuşlardan, Eski Mısır Koptik dilinden, Yunanca çeviriye sahip olan Filay dikili taşından ve Mısırlı tarihçi Monetho’nun Mısır firavunlarınının soy ağacını çıkarırken anlattıklarından yola çıkarak geniş bir dilbilim çalışması yürütmüştür. Champallion’ın hiyerogliflerin çözümüne (a) çeviriyi doğru kullanma, (b) diller arasındaki etkileşimi dikkate alma ve (c) dilin yaşayan bir unsur olduğunun ayırdına varma gibi dilbilimsel özellikleri analiz ederek ulaştığı açıkça görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Mısır Hiyeroglifleri, dilbilim, Rosetta Taşı, Jean-François Champollion