Reyhan ÇELİK
Renata АКТAŞ
10. yüzyılda Hıristiyanlığı kabul eden Ruslar için Bizans imparatorluğu ve Konstantinopol gerek dini gerekse kültürel açıdan bir merkez olmuştur. Ancak 1453’de Bizans imparatorluğunun yıkılması ve Konstantinopol’ün “İstanbul” olması ile kültür şehirleri yok olmuştur. Bu dönemden sonra Rus yazarlar ve şairler gerek gezi notlan gerekse farklı türdeki eserlerde İstanbul’u farklı bakış açılanyla dile getirmişlerdir. Rus edebiyatmın şövalyesi kabul edilen ve Akmeizm akımının kurucusu,“Gümüş Çağ”m ünlü ozanlanndan N.Gumilyov (1886-1921) egzotik ve mistik öğelerle dolu eserler vermiştir. “Gümüş Çağ”da doğuyu keşfetme düşüncesindeki birçok yazar ve şair gibi N. Gumilyov da birçok kez Afrika ülkelerine yolculuk yapar. Bu yolculuklar Gumilyov’un gerek yaşam felsefesinde gerekse dünyaya bakışında önemli bir etken olmuştur. Bu yolculuklarının önemli bir durağı olan İstanbul’da bulunmuş ve bu şehrin kendisinde yarattığı duygulan gerek gezi notlarmda gerekse şiirlerinde dile getirmiştir. Nitekim tamamen İstanbul üzerine yazdığı ve hüznün hakim olduğu “Konstantinopol” adlı şiiri bu bağlamda büyük önem taşır. Bu çalışmamızda Gumilyov’un “Konstantinopol” adlı şiirinde yer verdiği İstanbul’a nasıl bir bakış açısı ile yaklaştığını çözmeye çalışacağız.
Anahtar Kelimeler: N. Gumilyov, gümüş çağ, Konstantinopol, şövalye