Âdem KAYA
Geçmişi ilk insanlara kadar uzanan şiddet olgusu, bireysel ve toplumsal unsurlar barındırması bakımından karmaşık bir yapıya sahiptir. Herhangi bir canlıya bireysel ya da toplu zarar vermeyi amaçlayan, kasıtlı olarak yapılan eylemler şeklinde tanımlayabileceğimiz şiddet; tarih boyunca insan ile özdeşleştirilen bir eylem olarak varlığını devam ettirmiştir. Temelinde bireyin duygusal açıdan baskı altına alınması olan psikolojik şiddet, şiddet türleri içerisinde günlük hayatımızda en çok rastladığımız türlerden biridir. Fiziksel şiddet gibi görünür olmadığı için çoğu zaman fark edilmeyen bu şiddet unsurları, edebi ürünlerde değişik işlevler üstlenerek farklı şekillerde vücut bulmuşlardır. Oğuzların günlük hayatından düşmanla mücadelesine kadar geniş bir konu yelpazesinin yanı sıra Türk’ün düşünce yapısını, ideallerini, zaaflarını çarpıcı şekilde dile getiren Türk kültür ve edebiyat tarihi açısından önemli bir yere sahip olan Dede Korkut Hikâyelerinde de psikolojik şiddet unsurları farklı işlevlerle kendine yer bulmuştur. Birçok hikâyede olan ile olması istenen, otorite ile halk arasında fikir ayrılıklarına sebep olmuştur. Halkın otoriteye boyun eğmesi ve anlaşma yolunu seçmesi huzursuzluğu sona erdirmiş, aksi durumlar ise huzursuzluğun çatışmaya dönmesine sebep olup otoritenin daha katı önlemler almasına -dolayısıyla şiddet eylemlerinin baş göstermesine- zemin hazırlamıştır. Bu çalışmada Dirse Han Oğlu Boğaç Han[1] anlatısında psikolojik şiddet unsurları, var olan toplumsal düzenin bozulmasıyla ortaya çıkan kaosun kişiler üzerindeki etkisi ve kahramanların bu baskıyla mücadelesi bağlamında incelenecektir.
Anahtar Sözcükler: Dede Korkut Hikayeleri, Boğaç Han, psikolojik şiddet, kaos, toplumsal düzen.