Levent ÜNAL
Belirlenmiş stratejik bir hedefin, mevcut kuvvetlerin (güç unsurlarının) en uygun yöntem ve harekete tarzları uygulanarak ele geçirilmesi anlamına gelen stratejinin, ulusal düzeyde en mükemmel uygulama örneklerinden biri şüphesiz Milli Mücadele’dir. Milli Mücadele’nin önderi Mustafa Kemal, o dönem içinde bulunulan her türlü olumsuz koşullar içerisinde bir imkânsızı gerçekleştirerek Milli Mücadeleyi başarıyla sonuçlandırmıştır.
Milli Mücadele stratejisini önceden belirleyen Mustafa Kemal, uygulamayı Samsun’dan başlayarak safha safha gerçekleştirmeye başladı. Dolayısıyla sonraki tüm süreçte olaylar tesadüflere bağlı olarak değil, büyük oranda Mustafa Kemal’in öngördüğü şekilde gelişti. Milli mücadele stratejisini başarılı kılan en önemli etken de bu proaktif yaklaşım oldu. Müfettişlik yetkilerini genişlettirmesi, Amasya Tamimi ile milli direnişin ilkelerini ortaya koyması, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile ulusal bütünlüğü büyük oranda sağlaması, TBMM’ni açarak Milli Mücadeleyi tam bir hukuki meşruiyet zeminine oturtması, topyekûn harp stratejisini uygulamaya sokarak (Tekâlifi Milliye emirleri ile) milleti bir bütün olarak mücadeleye katması, saltanat kaldırılıncaya kadar Padişahı doğrudan hedef almaktan kaçınarak fikir ayrılıklarının önüne geçmesi vb. pek çok tutum ve girişim Mustafa Kemal’in proaktif yaklaşımının dönüm noktalarını oluşturmuştur.
Milli Mücadeleyi eşsiz kılan etkenlerden biri, Türk milleti en karanlık dönemini yaşarken görkemli bir zafere ulaşmasındandır. Ülkenin pek çok yeri işgal altında, Saltanat ve İstanbul Hükümeti İtilaf güçlerine tam bir teslimiyet içinde, aydınların çareyi Amerikan, İngiliz himayesinde aradığı, bir kısım halkın ancak yaşadığı bölgeyle sınırlı direnç göstermeye çalıştığı ve milletin çaresizlikle başına gelecekleri beklediği bir ortamda Mustafa Kemal büyük bir hedef ortaya koyarak işe başlamıştır. O hedef “Milli egemenliğe dayanan tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak” olmuştur. Hedef büyüktür ancak hedefe yöneltilecek mevcut kuvvetler yetersizdir. Yıllar süren savaşlar, ağır yenilgiler milleti yorgun ve bitkin düşürmüş, ordu büyük oranda terhis edilmiş, edilmekte. Silah ve cephane tükenmiş, kalanlar toplanmış, halen de toplanmakta. Mahalli küçük direniş hareketleri dışında kimse de ulusal düzeyde karşı koyma düşüncesi hâkim değil, saltanat ve halifelik yanlıları Milli Mücadeleye karşı. Dolayısıyla ne mevcut kuvvetler belirlenen hedefle uyumlu, ne de koşullar herhangi bir hareket tarzını uygulamaya elverişli. Buna rağmen zafere ulaşılması Mustafa Kemal’in strateji dehasının bir ürünüdür.
Anahtar Kelimeler: Mustafa Kemal Atatürk, Millî Mücadele Stratejisi, Harp Stratejisi, Sakarya Meydan Muharebesi Stratejisi, Büyük Taarruz Muharebe Stratejisi.