Bekir SARIYILDIZ
1018 yılında Çağrı Bey’in doğu seferi ile başlayan Anadolu’nun fethi, Bizans’ın Türkiye Selçukluları’nı resmi olarak tanıdığı 1081 yılına kadar geçen süreyi kapsamaktadır. Sürecin başından itibaren batıya ilerleyen Selçuklu ordularının önemli duraklarından biri de Şebinkarahisar Kalesi’dir. Şebinkarahisar, Anadolu’nun kuzeyine ve Karadeniz sahillerine açılan önemli bir kavşağın kontrolünü sağlayacak bir mevkidedir. Bu özelliğiyle Anadolu’daki doğu-batı mücadelesinde önemli bir sahne olmasının yanı sıra Bizans İmparatorluğu’nun doğudaki düşmanlarıyla mücadele etmek için kurduğu savunma hattının da stratejik bir üyesidir. Selçuklulardan önce pek çok defa Abbâsîlerin saldırısına maruz kalan Şebinkarahisar, imparatorluğun başkentine giden bir güzergâhı kontrol altında tutması nedeniyle tahkim edilerek güçlü tutulmuştur. Selçukluların Anadolu’ya yaptıkları ilk seferden itibaren yaklaşık altmış üç yıl boyunca devam eden ilerlemeler sonucunda pek çok kale ve kent kuşatılmış, ele geçirilmiş ve yerleşime açılarak Türk yurdu haline getirilmiştir. Bu kentlerden biri olan Şebinkarahisar ve kalesi de, Anadolu’nun fethi süreci içerisinde önemli siyasi olaylara şahit olmuştur. Nitekim Bizans savunmasının kırılarak Selçukluların Anadolu’da fethettiği ilk yerlerden, Doğu Karadeniz’de ise fethedilen ilk yer olan Şebinkarahisar Kalesi’ndeki Bizans-Selçuklu çatışmaları bir süre daha devam etmiştir.
Bu makalede Şebinkarahisar Kalesi’nin, Bizans’ın Anadolu’yu savunmasındaki rolü ve Selçukluların bölgeye geldiklerinde karşılaştıkları durum ile Selçuklu-Bizans mücadelesinde pek çok önemli olayın yaşandığı bölge hakkındaki genel, eksik ve karışık bilgiler, detaylandırılarak düzenlenmeye çalışılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Şebinkarahisar, Koloneia, Kekaumenos, Sevli Bey, Mengüceklü Ahmed Gazi.