Soner AKPINAR
Ruken ÇAKAN EVCEN
Kara mizah, modern insanın sosyal yaşam, değerler, siyaset, inanç, ahlak gibi kavramlara karşı geliştirdiği bir eleştiri aracıdır. Özellikle iki dünya savaşının yaşattığı vahşet, ölümler, yok oluşlar sanatçıları çıkmaza sürüklemiştir. Sanayi devrimiyle ivmelenip dünya savaşlarıyla zirveye ulaşacak bu kaotik süreç sanatçıların, edebiyatçıların inandıkları pek çok değeri yerle bir etmiştir. Bu noktada kara mizah rasyonel görülmeyen toplumsal durumları eleştirmek adına bir araca dönüşmüştür. Sürrealizmin kurucusu Andre Breton’un 1940 yılında ilk baskısını yapan Kara Mizah Antolojisi adlı yapıtı bu süreçte, temelleri Antik Yunan’a kadar giden bu eski mizah tekniğini yeniden gündeme getirmiştir. Breton, onun kuramsal çerçevesini çizmiş ve ilkelerini tanımlamaya çalışmıştır.
Edebiyatın birçok türünde eserler kaleme alan Sulhi Dölek, yazın yaşamına 1970’lerde başlamıştır. Mark Twain’in “mizahın kaynağı acılardır” sözünde özünü bulan Dölek’in, kendine has mizah duygusu bütün eserlerinin iklimine işlemiştir. O, siyasi, ekonomik ya da kültürel büyük kırılmalar yaşayan toplumlarda insanların yaşadığı çaresizliklere, ahlaki çöküşe, yozlaşmaya ve her şeye rağmen bunların yokmuş gibi gösterilmesine eleştiriler getirir. Eleştirisini de çoğunlukla mizah aracılığı ile yapar. Çıkar uğruna yönetenlerin yönetilenleri sömürmesini; insanların komşularını, iş arkadaşlarını aldatmalarını, değerlerin içini boşaltarak yok etmelerini mizah yoluyla yerden yere vurur. Topluma kendisini mizah aracılığı ile gösterir, ona ayna tutar. Bu çalışmada Dölek’in öykülerinin hangi vasıflarından dolayı kara mizah olarak nitelendiği mizah teknikleri üzerinden değerlendirilecek ve sanatçının mizah ve edebiyat dünyamız içindeki yeri tespit edilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Sulhi Dölek, Öykü, Mizah, Kara Mizah, Toplumsal Eleştiri