Durmuş GÜR
Cahit KARAKÖK
Araştırmanın konusunu, Hıristiyan liturjisinde büyük öneme sahip olan rhipidionların (=rhipidia/liturjik yelpaze), geç Bizans dönemi (13.-15. yüzyıl) duvar resimlerinde görülen örnekleri oluşturmaktadır. Rhipidion hakkında ilk yazılı bilgiler, Aziz Clementine’nin metinlerinde (4. yüzyıl sonu) yer almaktadır. 4. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar Suriye’deki eski kilise kararnamelerinden derlenen Apostolik Anayasalar’da, rhipidionların liturjideki önemi hakkında bilgilere yer verilmiştir. 500’lerde bir liturji ayini sırasında, sunağın iki yanında sembolik altı kanatlı temsili kıyafetler giyen diyakonların ellerinde rhipidionların bulunduğu, Pseudo Dionysos’un Ecclesiastica Hierarchica eserinde anlatılmaktadır. 6. yüzyılın başına tarihlendirilen bir diptikonda da hakkında bilgiler yer alan rhipidionların ilk defa kumaş, deri, ahşap, tavus kuşu tüyü, parşömen ve keten gibi çeşitli malzemelerden yapıldığı bilinmektedir. İlk kullanıldığında liturjik eşyalardan (artos, kalis, haç, kutsal kitap) böcek ve tozları uzaklaştırmaya yarayan rhipidionlar sonrasında liturjinin parçası haline gelmiştir. Daha sağlam olması için madeni örneklerden yapılan rhipidionlar, geç Bizans dönemine kadar liturjinin parçası olarak kullanılmış, günümüzde de kiliselerde kullanılmaya devam etmektedir. Liturjide bir elinde rhipidion diğer elinde ise buhurdan tutan din adamları dışında ellerinde rhipidion taşıyan melek-diyakonlar, ayinde ön sıralarda yer almaktadır. Tek başına yer alabildiği gibi birden fazla rhipidionun da ayinde bulunabileceği tespit edilen örneklerle kanıtlanmıştır. Din adamları rhipidionları, uzun metal ya da ahşap saplar yardımıyla ayine katılanların görebilmesi amacıyla yukarıda tutmaktadır. Bir yüzünde sembolik figürlerin yer alabildiği gibi iki yüzünde de betimlenen sembolik tasvirler (haç, kherub, seraph) ile yazıtlar, rhipidionların üslup ve ikonografik zenginliğini gösterir. Erken Bizans dönemine ait Riha ve Stuma hazinelerindeki (6. yüzyıl) metal rhipidionlarla benzer form ve özellikte rhipidionların geç Bizans dönemine kadar kullanıldığı, günümüz de kullanılmaya devam ettiği belirlenmiştir. Erken Bizans döneminden geç Bizans dönemine kadar liturjik eserlerin dışında minyatür, ikona ve duvar resimlerinde tasvir edilen rhipidionların, 11. yüzyıla tarihlendirilen duvar resimlerinde kullanılmış örneklerinin tespit edilmesi üzerine, 13.-15. yüzyıl arasına tarihlendirilen kilise duvar resimlerindeki tasvirleri kronolojik olarak incelenmiş, form, üslup ve ikonografik özellikleri açısından karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Flabellum, Kilise, Liturji, Rhipidion, 13.-15. Yüzyıl.