Ayda Ontaç GÜNER
Edebiyat araştırmalarında özellikle Fatih-Harbiye gibi içinde bir tezin savunulduğu iddia edilen romanları inceleme noktasında roman kahramanları genellikle tip düzleminde ele alınmış, bu durum adeta gelenek haline getirilmiştir. Fakat tip, karakter sorunu hususunda meydana gelen gelişmelerin sağladığı imkânlar göz önünde bulundurulduğunda tip anlayışının, hem romancının hem de roman kişilerinin değerini tayin etme konusunda zayıf bir noktada durduğu söylenebilir. Edebiyatımızdaki bu sorun çerçevesinde bu çalışmada roman kişileri bağlamında tip ve karakterin ne anlama geldiği ele alınmış, tip okumalarının gelenekselleşmesi sorununun muhtemel nedenleri irdelenmiş, roman kişilerinin hem oluşturulma hem de okunma bağlamında “canlı, değişken, özgür ve açık olma” gibi özellikler taşıması gerekliliğinin önemi vurgulanmıştır. Bunlarla birlikte tip ve karakter anlayışlarının tarihsel dönüşümleri incelenmiş, “verilmiş” ve “yaşanmış” tip düşüncesinden karaktere uzanan yolculuğun izleri sürülmüştür. Yazının son bölümlerinde ise edebiyatımızda tipe yüklenen olumlu anlamlar sorgulanmış, tip anlayışıyla gerçekçilik ve sosyoloji arasındaki ilişki tartışılmıştır. Yazının genel maksadı, hem karakter hem de tip olarak düşünülebilecek roman kişilerinin genellikle tip üzerinden okunmalarının romanın anlam katmanlarının genişlemesi açısından engel teşkil ettiğini iddia etmektir. Fakat buradan yazının amacının tip okumalarını tamamen reddetmek olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Tip de roman türünün bir gerçeğidir. Bu, kabul edilebilir. Asıl sorun, hem tip hem karakter özellikleri gösterdiği düşünülen bazı roman kişilerinin sadece tip üzerinden okunmasıyla onu karakter kılan özelliklerin göz ardı edilmesidir. Buna istinaden bu çalışmada genel olarak savunulan teze ilişkin uygulamalı bir örnek olmak üzere hem tip hem karakter özelliği gösteren Fatih-Harbiye roman kişileri karakter olarak yeni bir perspektiften değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: tip, karakter, yorum, gelenek, dönüşüm, Fatih-Harbiye