Gürhan ÇOPUR
Ayla Kutlu, 1980 sonrası Türk edebiyatında, roman ve öykü türündeki eserleriyle yerini alır. Romanlarının yanı sıra çocuk kitapları, öykü kitapları ve öz yaşam öyküsü bulunan yazarın birçok yapıtı sahneye ve televizyona uyarlanmıştır. Ayla Kutlu, derin gözlemlere ve dönem tahlillerine dayanan romanlarında toplumsal ve bireysel izlekleri harmanlayarak eserlerini çok katmanlı bir yapıda kurgular. Bu yönüyle Kutlu’nun romancılığı toplumsal olaylar içerisinde etkilenen kahramanların serüvenlerine odaklanır. Romanlarında Türkiye tarihine etki eden toplumsal olaylar, roman kahramanlarının dünyasında ve onların yaşamı algılayış tarzlarıyla takip edilir. Sosyal meselelere, toplumsal olaylara kayıtsız kalmayan ve eserleri üzerinden tarihe dair özgün yorumunu gerçekleştiren yazar, eserlerini sosyolojik bir kaynak haline getirir. Kutlu’nun romanlarında, özellikle içerisine doğduğu iklime uyum sağlayamamış, dışlanmış ve ötekileştirilmiş kahramanların intihar eylemleri göze çarpar. Bireyin yaşamsal atılımının yitiminin sonucunda bir kurtuluş/kaçış olarak başvurulan ya da tam tersi; birey tarafından kutsanarak bir adanış olarak gerçekleştirilen intiharı Emile Durkheim, toplumun yönlendirdiği sosyolojik bir olgu olarak kabul eder. Durkheim’ın ve takipçilerinin geliştirdiği görüşe göre intihar, bireyin toplum karşısındaki rolü ve tavrına göre şekillenmektedir. Bu kuram, intiharı toplumsal dayanaklarına göre üç ana başlıkta tasnif eder: “Bencil İntihar”, “Elcil İntihar” ve “Kuralsızlık İntiharı”. Çalışmamızda Ayla Kutlu’nun “Cadı Ağacı”, “Ateş Üstünde Yürümek” “Kadın Destanı” ve “Asi… Asi” romanlarında yer alan intihar izlekleri, Emile Durkheim tarafından tanımlanan başlıklar çerçevesinde değerlendirilecektir.
Anahtar Sözcükler: Ayla Kutlu, İntihar, Emile Durkheim, Roman, Sosyoloji